ÇATALHÖYÜKBir Kazı Hikayesi
Çatalhöyük UNESCO Dünya Mirası listesindeki arkeolojik araştırmalarla ilgili büyük bir sergi.
Bir Kazı Hikayesi Çatalhöyük
Günümüzden 9000 yıl önce, bugünkü Konya Ovası’nda insanlar bir araya gelerek kerpiçten evler yaptılar, kilden kendi çanak çömleklerini ürettiler, 200 km. uzaktan getirdikleri volkan camı ile kesici ve delici aletler yaptılar, hayvanları evcilleştirdiler, tarımla uğraştılar. Dahası duvarlara ve yerlere çizdikleri resimlerle, taştan ve kilden ürettikleri heykellerle oldukça geniş yelpazeli bir sanat ortaya koydular.
Peki biz tüm bunları nereden biliyoruz?
Ian Hodder’ın önderlik ettiği Çatalhöyük Araştırma Projesi, 1993 yılından beri dünyanın en eski topluluklarından birinin avcı toplayıcılıktan tarım toplumuna geçiş sürecine ve sosyo-ekonomik organizasyonuna ışık tutmak için araştırmalarını sürdürmekte. Hodder ve ekibinin kazı çalışmaları bu yıl Ağustos ayında sona erecek; ancak onların rehberliğinde gelecek kuşak araştırmacılara emanet edilecek olan Çatalhöyük’ün hikâyesi daha yeni başlıyor…Şimdi gelin, hep birlikte 25 yıllık projenin dedektiflik serüveninin bir parçası olalım.
Kazıların Yarım Yüzyılı
1960'lı yıllardan beri devam eden kazılar, MÖ 6000'e tarihlenebilecek, yoğun şekilde kullanılmış bir Neolitik yerleşim yerini ortaya çıkardı. Çatalhöyük Araştırma Projesi ile yüzeyin altında yatan ve zamanının en kompleks toplumlarından biri olan Çatalhöyük insanlarının izleri gün ışığına çıktı. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen uzmanlardan oluşan bir ekip burada yaşayan insanların hayatlarını derinlemesine anlamak ve anlatmak için çalışıyor.
Anadolu topraklarında ilk keşfedilen Neolitik Yerleşme
1950’lerin sonuna kadar tarım ve yerleşik hayatın Yakındoğu’da yeşerip Batı’ya doğru yayılmasında köprü işlevi gördüğü düşünülen Anadolu’da, bu fikri destekleyecek hiçbir kanıt yoktu. Ta ki…
Takvimler 11 Kasım 1958’i gösterdiğinde, Alan Hall’un kullandığı yeşil bir Land Rover içinde 30’lu yaşlarının başında idealist İngiliz arkeologlar David French ve James Mellaart,Konya’nın yaklaşık 45 km. güneydoğusunda yer alan toprak bir yolda ilerlemeye çalışıyorlardı. Düz ovanın ortasında heybetle yükselen, böylelikle sıradan olmadığını hissettiren bir tepenin yanına gelince durdular. Tepenin çevresinde bir tur atıp buluntuları incelediklerinde daha ilk dakikadan dünya tarihini değiştirdiklerini anlamışlardı; gördükleri el değmemiş Neolitik’ti!
Önünde durdukları bu etkileyici höyük, daha birkaç yıla kalmadan dünya genelinde ses getirecek, arkeoloji camiasını heyecanlandıracak ve Neolitik Çağ’ın teknolojisi, sanatı, kültürü ve inançlarına dair bilgi birikimimizde bir devrim yaratacaktı. Bu sayede Mellaart, arkeoloji çevrelerinde parlak bir şöhret kazanacaktı.
Mellaart, Türkiyeli ve uluslararası araştırmacılar ve Türkiyeli işçilerden oluşan büyük bir ekiple, 1961–1965 yılları arasında Çatalhöyük’te kazılar yaparak 160 bina ortaya çıkardı. Aynı zamanda, buluntuları geniş çaplı olarak kamuoyuna duyurdu ve Çatalhöyük’ün dünya çapında tanınmasını sağladı.
Balter, M. Tanrıça ve Boga: Çatalhöyük, Uygarlıgın Dogusuna Arkeolojik Bir Yolculuk,
Selen Hırçın (çev.), Homer Kitabevi, Istanbul, 2008.
Çatalhöyük Araştırma Projesi
Mellaart’tan tam 28 yıl sonra 1993’te bir başka İngiliz araştırmacı olan Ian Hodder höyük üzerinde yeniden araştırmalara başladı.
“ Çatalhöyük’te bulunan 21 metre yüksekliğindeki tümseğe her çıktığımda yüreğim kıpır kıpır eder. 1993 yılından beri yazları burada çalışmama rağmen, o topraklara her adım atışımda dizlerimin bağı çözülür. Ne de olsa altımdaki toprak 9000 yıl kadar önce nüfusu 3000 ile 8000 arasında olan bir yerleşmenin büyüleyici ayrıntılarını barındırır.” Ian Hodder.
Hodder kazı çalışmalarında, Mellaart’ın elde ettiği geniş çaplı sonuçlara daha fazla ışık tutacak yoğun ve detaylı araştırmaları yapabilmek için, yeni bilimsel tekniklerin uygulanması esasına dayalı bir sistem izliyor. Bu nedenle, bugün ulaşılan sonuçlar birbirinden farklı ancak birbirini besleyen iki çalışmanın harmanlanması ile oluşuyor.
Çatalhöyük'te Yaşam
Çatalhöyük’te ilk yerleşimin gözlendiği MÖ 7100’lü yıllara geri gidelim. Bu dönemde yerleşme, havanın nemli ve yağışlı olduğu sulak bir arazi üzerinde yer alıyordu. Aralarında balık, su kuşları ve onların yumurtalarının bulunduğu oldukça zengin kaynaklara erişim mümkündü. Kuru olan bölgeler tarım alanları olarak kullanılıyor ve ovada yabani hayvanlar sürüler halinde dolaşıyordu. Sürekli değişim geçiren bir topluluğun yaşadığı Çatalhöyük, MÖ 6500’e geldiğimizde, radikal gelişmelere sahne oldu. İşlevsel pişirme kaplarının geliştirilmesi başka aktiviteler için zaman yarattı. Evcil büyükbaş hayvan ve süt tüketimi hayatın bir parçası oldu, nüfus ve dolayısıyla ev sayısı arttı. Gömüler ve ritüeller daha kapsamlı hale geldi. Bu döneme ait yapılarda Çatalhöyük’ün ününe ün katan sembolik objeler ve duvar resimleri gibi dekoratif unsurları görmeye başlıyoruz. En kalabalık olduğu dönemde 3000 ila 8000 kişinin burada yaşayıp, çalışıp, öldüğünü biliyoruz. Bölgede yapılan çalışmalar, Çatalhöyük büyürken çevredeki diğer yerleşmelerin küçülmeye başladığını gösteriyor. Dolayısıyla, burası çeşitli kültürlerden farklı grupların gelip yerleştiği ve bir arada yaşayabildiği bir yerdi. Yerleşmenin dünü ve bugünü bu bağlamda benzerdir diyebiliriz. Çatalhöyük bugün de çok farklı ülkelerden gelen araştırmacılara ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Yorum Malanın Ucunda Başlar
Malanın Ucundan Masanın Başına Laboratuvarlar
Yürütülen projede kazıcılar ve malzeme uzmanları arasında sıkı iletişim sağlamak amacıyla höyüğün yanında kurulan laboratuvarlarda, faunal analiz, arkeobotanik analiz, konservasyon, veri yönetimi, insan kalıntıları, çanak çömlek, sürtme taş, obsidyen analizi ve mikromorfoloji vb. gibi analizler yapılmaktadır.
Buluntu Laboratuvarı
Kil Objeler Laboratuvarı
Zamanında çok heybetli olan Çarşamba nehrinin kucağında kurulmuş yerleşmede…
Arkeobotanik Laboratuvarı
Emmer, einkorn, arpa, bezelye, ekmeklik buğday (triticum aestivum), mercimek…
Hayvan Kalıntıları Laboratuvarı
Duvar resimlerinden, figürinlere, çömleklerden boğa başı kabartmalara kadar çok çeşitli…
İnsan Kalıntıları Laboratuvarı
İnsan iskeletleri, her bir parçasında tüm yaşanmışlıkların izlerini taşır ve arkeoloğa…
Küratör | Curator
Duygu Tarkan
Sergi Koordinatörü ve İçerik Geliştirme | Exhibition Coordinator and Content Development
Şeyda Çetin
Danışman | Consultant
Ian Hodder
ANAMED Direktörü | Director
Chris Roseevelt
Sergi Ekibi | Exhibition Team
Buket Coşkuner, Ebru Esra Satıcı, Özge Ertem Artvinli
Sergi Tasarımı | Exhibition Design
Cem Kozar, Işıl Ünal
PATTU, www.pattu.net
Ekip | Team
Canset Er, Onat Müftüoğlu, Armağan Gülhaş
Sergi Kurulumu | Installation
Sergikur
VR Çatalhöyük
Laia Pujol, Leap Project
VR Uyarlaması, Konsept ve Programlama | VR Additional Concept & Programming
Haluk Diriker
Hareketli Görseller | Motion Graphics
Hürcan Yılmazer
3D Baskılar | 3D Printing
3Dörtgen
Çatalhöyük Yayınları Derleme | Çatalhöyük Publications Selection
Mehmet Kentel, Naz Özkan, İrem Ünal
Proje Asistanları | Project Assistants
Ceren Öner, Nina Holubcova
Fotoğraflar | Photography
Jason Quinlan, Scott D. Haddow
Çeviri | Translation
Ali Kavas
Editing & Proofreading
Umur Çelikyay
Teşekkürler | Acknowledgments
Berna Alkan Koç
Bilge Küçükdoğan
Duygu Çamurcuoğlu
Dominik Lukas
Uğur Şahbaz
3D Kazı Ekibi | 3D Digging Team
Nicola Lercari, Maurizio Forte, Niccoló Dell’Unto, Arianna Campiani
Sara Perry ve Çatalhöyük Görselleştirme Ekibi | Visualisation Team
Çatalhöyük Araştırma Projesinin tüm araştırmacıları ve katkıda bulunan uzmanları |
All excavators and associated specialists of Çatalhöyük Research Project